İnsanlığın Saadet ve Selameti...
İslam'ın kıymeti bizzat ilahi olduğu içindir. İslam'ın yanında tüm beşeri sistemler eksik ve yalındır. Dinimiz, dünya ahiret dengesini çok güzel açıklamış: ''Bugün ölecek gibi ahirete, hiç ölmeyecek gibi dünyaya çalışınız.'' sözünü emir buyurmuştur. Bu demektir ki din, yani İslam, biri için diğerini (dünya için ahireti yahut ahiret için dünyayı tamamiyle) terk etmeyi değil dengeyi sağlamayı emreder. İslam'ın bu muazzam emri gerek maddi gerek manevi ihtiyaçlarımıza cevap vermekle birlikte onun hakikat olduğunu gösteren en önemli faktörlerden sadece biridir.
Bütün bunlara rağmen maalesef bu nimetin farkında değiliz. İslami olmayan şeylere çoğu zaman Evrensel Değerler(!) adı altında bağlanıyoruz. Bir zaman sonra bizi yabancı kültürlerin en koyu fanatiklerinden biri haline getirecek olan davranışları bilerek yahut bilmeyerek işliyoruz. Bizi kültürümüzden alıkoyarak yabancı kültürlere bağımlı hale getirecek olan bu tutum ve davranışlarımızı değiştirmediğimiz müddetçe kalkınmanın, ilerlemenin mümkün olmadığını aslında apaçık görmekteyiz.
Bütün bunlara rağmen maalesef bu nimetin farkında değiliz. İslami olmayan şeylere çoğu zaman Evrensel Değerler(!) adı altında bağlanıyoruz. Bir zaman sonra bizi yabancı kültürlerin en koyu fanatiklerinden biri haline getirecek olan davranışları bilerek yahut bilmeyerek işliyoruz. Bizi kültürümüzden alıkoyarak yabancı kültürlere bağımlı hale getirecek olan bu tutum ve davranışlarımızı değiştirmediğimiz müddetçe kalkınmanın, ilerlemenin mümkün olmadığını aslında apaçık görmekteyiz.
Peki ya değerlerimizle yeniden nasıl var olabiliriz?
Bunun sözlü cevabı çok kolay olmakla beraber uygulanması sabır gerektirir. Evet bizi yeniden diriltecek olan Kur'an'ın ve sünnetin yaşanılması olacaktır ki bu; yaşayışı, anlamayı zorunlu kılar. İslam'ın evrensel ve zaman üstü mesajlarını anlamak İslam'ı düzgün yaşamaya, dolayısıyla da maddi manevi kalkınmaya vesile olmakla iki cihanda saadeti getirir.
Aksi takdirde değerlerimizden taviz vererek, dünya ahiret dengesini oturtamadan güya insani değerler (!) adı altında bize dayatılan gayri dini-milli programları rehber edinirsek tam bağımsız olamamış, kalkınamamış, gelişememiş bir toplum olarak dünya adına bir iddiamız olmadan, olamadan yaşamımıza devam ederiz.