Saman Alevi
Saman alevi...
Saman alevi çok çabuk meydana gelebilen bir şeydir. Çıkması çok basit nedenlerden olabilir. Lakin ardında bıraktığı bilanço çok ağırdır. Büyük oksijen kaynaklarının kaybı bu gibi ufak nedenlerdendir. Bir saman alevi, bir kıvılcım tüm dünyanın dengesini sarsabilir.
Etrafımıza baktığımızda da sosyal manadaki saman alevlerini görmekteyiz. Birbirimizi yakmamız için, birbirimizi kırmamız için bir saman alevi yetiverir olmuş.
Nasıl bu hale geldik?
Sudan sebepler neden böldü hep bizi?
Değerlerimizden uzaklaştık. Her an, ilkelerimizin propagandasını yapsak da ruhen uzaklaştık, ruhu meydana getiren değerlerden uzaklaştık, ruhsuzlaştık.
Yoldan geçerken selam vermeyi yahut en tatlı sadaka olan tebessümü terk ettik.
Peki ne olacak sonumuz? Nereye varacak gemimiz?
Birbirimizi kırarak, dökerek ne kazanacağız? Yoksa ne olursa olsun kaybedenin bizler olacağını fark edemiyor muyuz?
En büyük çatışmalarımız sudan sebeplerle bu saman alevleriyle değil mi?
Ortadoğu'daki karmaşanın nedeni bu değil mi?
Irak'ta, Filistin'de, Suriye'de, Türkistan'da bu yüzden bükük değil mi boynumuz?
Oysa Allah bize "Allah'ın ipine sıkı sıkı sarılın." demiyor muydu? Müminler ancak kardeş değiller miydi?
Zamandan elimizde kalanlar bize gösteriyor ki küçük meseleleri saman alevi yapmak bize çok fazla zarar veriyor. Çok fazla kaybettiriyor.
Taviz vermeye davet değil kesinlikle bu söylediklerim, meselenin derinliklerini, özünü keşfe çıkmamız gerek. Ufkumuzu, bakışımızı genişletmeliyiz. Aksi halde iki taraf için de Allah korusun kaybetmiş olacağız.
Metodolojiler, görüşler, yorumlar elbette ki farklı olacaktır lakin bunlar birbirimizi vurmamıza sebep olmamalı. Farklılıklar tanış olmamıza vesile kılınmalı.
İlk selamı bizler vermeli, hatırı ilk biz sormalıyız. İlk hareketi bizler yapmalı, ilk adımı bizler atmalıyız.
Hakikat adına yaratılanı sevmeliyiz, nefsimizi ayaklar altına almalı hiçbir meseleden geri durmamalıyız. Saman alevi ancak böyle engellenir. Saman alevinin getirdikleri ancak böyle tamir edilebilir.